Mantarlar, besin değeri açısından zengin olmasına rağmen her türünün tüketilmesi doğru değildir. Çünkü bazı mantarlar zehirlidir. Ülkemizde en sık rastlanan mantar zehirlenmeleri amatoksin ve zehirli çayır mantarları kaynaklıdır. Günlük hayatımızda tüketime sunulan kültür mantarlarında zehir bulunmamaktadır, ancak doğada yetişen mantarlarda çeşitli zehir türleri mevcut olabilir. Bu nedenle her mantarın farklı tepkileri olabilir ve zehirlenme durumunda vücudun farklı bölgelerinde reaksiyonlar meydana gelebilir. Bazı mantarların içerdiği zehirler sinir sistemine, bazıları karaciğere ve böbreklere zarar verirken, bazıları ise sinir sistemini etkiler.

Zehirli mantar tüketildikten yaklaşık 1 saat sonra şiddetli karın ağrısı, mide bulantısı ve susama gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu zehirlenmeler türlerine göre farklılık gösterebilir. Bazı mantar zehirlenmelerinin belirtileri 2-3 saat içinde ortaya çıkarken, bazı durumlarda bu süre 12 saate kadar uzayabilir. Genellikle oluşan belirtilerin dışında vücudun kendini salması, özellikle el ve ayakların üşümesi de zehirlenmenin belirtilerindendir.

Mantar zehirlenmesinin teşhisi, mantar yendikten sonra ortaya çıkan belirtilerden yola çıkarak yapılır. Zehirli mantarların tüketilmesinden sonra birçok belirti ortaya çıkmaya başlar. Teşhis, bu bulguların değerlendirilmesi ile konulur.

İlk olarak hastanın kusması sağlanır ve kusma ile birlikte kaybedilen sıvı miktarı ilaç yoluyla kişiye takviye edilir. Zehirlenme türüne göre doktor tarafından uygun tedavi uygulanır. Bu tedavi süresi zehirlenme türüne göre 1 hafta ile 10 gün arasında sürebilir. Mantar zehirlenmeleri sonucunda ölüm riski oldukça yüksektir, bu yüzden erken teşhis çok önemlidir.

Mantar zehirlenmelerinden korunmak için aşağıdaki önlemler alınmalıdır:

Mantar zehirlenmeleri ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve hatta ölüme neden olabilir. Bu nedenle mantar tüketiminde dikkatli olunmalı ve şüpheli durumlarda derhal sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.